Üretim ile ilgili temel sorunlardan başında, dış kaynak kullanımı nedeniyle malzemelerin ve araçların genellikle maliyetli olması ve çevreye verebileceği zararlar geliyor. 3D teknolojisi ilerledikçe ve daha erişilebilir hale geldikçe, işletmeler (yakın gelecekte) büyük ürünleri ve prototipleri kolaylıkla basabilecek hale gelecekler. Ayrıca malzemelerin taşınma probleminin de ortadan kalkmasıyla, 3D baskı daha uygun bir seçenek haline gelecek.

İmalatta yaşanan sorunlardan bir diğeri ise atık malzemelerdir. Geri dönüşüm ve biyobozunur seçeneklerden bağımsız olarak üretimde yapılacak yenilikler, atık problemini ortadan kaldırabilir. Yalnızca gerektiği kadar malzemenin kullanıldığı 3D baskı yöntemiyle, üretimde atık malzeme sorununun önüne geçilebilecek. Ayrıca polietilen tereftalat gibi geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı da üretim işlemini daha çevreci hale getiriyor.

Üretimi iyileştiren ve uzun vadede maliyetleri düşüren 3D baskı yöntemi, elektrikli otomobil sektörünün yanı sıra birçok alanda uygulamaya sahip. 2018 yılında Singapur merkezli bir girişim olan Nano Sun, kirleticileri atık sudan uzaklaştırabilen filtreleme membranlarını 3D baskıyla üretebilen bir fabrika açtı. Yaklaşık 6 milyon dolarlık yatırımla kurulan bu üretim tesisinin, geleneksel üretime kıyasla daha verimli olduğu belirtiliyor.

Genel olarak, suyu filtrelemek için kullanılan membranlar seramik veya polimerden yapılır. Üretiminde PVDF polimer kullanan Nano Sun, bir tutam saçtan 5 kat daha ince olan ve saniyede milyonlarca nano elyaf üretebilen bir sisteme sahip. Daha sonra sıkıştırılan bu ultra ince yapılar, suyun geçmesine sağlarken kirletici zarın yüzeyi ile uzaklaştırır.

Nano Sun ekibine başkanlık eden Profesör Darren Sun; 3D yazıcıyla yapılan işlemlerin 10 kat daha az alan gerektirdiğini ve geleneksel yöntemlere kıyasla 30 kat daha az işçilikle tamamlanabildiğini söylüyor. Ayrıca bu sayede üretimde atık malzeme miktarı da neredeyse sıfıra iniyor.